Landau ve Satranç: Bir Anektod

Nedendir bilmem, Landau benim için önemli bir yere sâhiptir. Burada kendisine dâir harc-ı âlem bilgiler vermeyeceğim; belki başka zaman biyografisini yazarım. Landau’ya dâir yabancı dilde birçok eser yazılmıştır ve bu kitapların büyük çoğunluğu Rusça’dır. “Landau” literatürüne her yıl enaz bir yeni kitap eklenmektedir ve hepsi de aynı meseleyi farklı yönlerden ve tâze bilgilerle ele almaktadırlar. 

Benim bu sayfadaki genel yayıncılık fikrim, daha çok, kenarda köşede kalmış, meraklısının dahî haberdâr olmadığı veyâ olmasının neredeyse imkânsız olduğu yazıları bulup yayınlamaktır. İşte, bu yazıda da sizinle yine böyle bir yazıyı paylaşacağım. 

Bu yazıda vereceğim anektod Landau’nun Bakü’deki öğrencilik yıllarında geçer. Bakü, özellikle petrol ve doğalgaz gibi yeraltı zenginliklerine sâhip olduğundan, uzun yıllar son derece kozmopolit bir kültür, sanat, sanâyî merkezi olmuş ve Sovyetler Birliği’nin yıkılmasına kadar bu özelliğini korumuştur.

Aşağıdaki satırlarda okuyacağınız yazı yine Bakülü olan bir satranççının biyografisinden alınmıştır: Vladimir Makogonov. Onun hakkında da uzun uzadıya yazmayacağım; yazıda kendisine dâir bâzı ipuçları bulmak mümkündür. Kısaca söylersek, Makagonov matematik öğretmenidir ve büyükustadır. Satranç literatüründe birçok nefis oyunu vardır. Ben kendisini ilk defâ Aleksei Suetin’in “Satrançta Ustalık Dersleri” kitabında tanımıştım.

Yazının orijinalinin alındığı eser ve künyesi yazının sonunda bulunabilir. Fotoğrafları kendim rastgele kaynaklardan seçtim; kitabın orijinalinden alınmamışlardır. Umarım satrançseverlerin ve Landauseverlerin hoşuna gider.  

Landau
Lev Davidovich Landau

Potemkin, Landau, Iovlev …

makagonov
Makagonov tahta başında.

[…] İşte, 1923 senesinde Vladimir Makogonov Bakü satranç şampiyonu oldu. O zamanlar Azerbaycan Devlet Üniversitesi Fizik-Matematik Fakültesi 2. sınıf öğrencisiydi. Orada Lev Landau adında sıska bir çocukla tanıştı. Müstakbel Sosyalist Emek Kahramanı, Nobel Ödülü sâhibi, güzîde Fizikçi Lev Davidoviç Landau o sene üniversiteye başlıyordu… 14 yaşında. Landau, yaşını iki sene büyük göstererek seçme komisyonunu kandırdı ve sonra da Makogonov’la sınıf arkadaşı oldu. Derslerde aynı sırada oturur, sınavlara berâber çalışırlardı. Landau satrancı çok sever (Makogonov’un dediğine göre aktif 1. kategori oyuncusu kadar kuvvetli oynuyormuş) ve tanışmalarından sonra Volodya’yı evine sıkça dâvet ederdi. Dostça maçlar oynar, üniversitede olan bitenleri tartışırlar, plânlar yaparlardı. Birbirlerini dâimâ sıcak ve samîmî bir şekilde ağırlarlardı. Landau’nun annesi üniversitede ders veriyordu, doçent idi; bu yüzden Vladimir onunla önceden tanışmıştı; Lev’in kızkardeşi güzeller güzeli Soneçka’yla ise onların evinde tanışmışlardı. Soneçka sohbetlere seve seve katılır, iki arkadaşın satranç oynamalarını seyreder ve onlara kakao veyâ kahve hazırlamayı aslâ unutmazdı.

Arkadaşlar berâber üç sene geçirdiler. Üçüncü sınıfta Landau Moskova’ya geçti ve onunla bir daha karşılaşmak için aradan beş sene geçmesi gerekiyordu. Bu karşılaşma 1929 senesinde Kislovodsk’da cereyân etti. Usta Vladimir Makogonov, orada tâtilcilere simültane seansı veriyordu ve gösterisini bitirdikten sonra tam ayrılacakken birisi ona arkadaşça seslendi. O Landau’ydu. Arkadaşlar sarıldılar, öpüştüler. Nihâyet! Uzun zamandır görüşemiyorlardı. Kendi işlerinden bahsederek bütün gün berâber vakit geçirdiler. Landau bu zaman zarfında yurtdışına çıkma fırsatı bulmuş, Albert Einstein ve Niels Bohr’la tanışmış ve onlarla çalışmış, ilk kitabını yazmıştı; atom çekirdeği, kuantum elektrodinamiği, temel parçacıklar teorisi alanlarındaki ismini ölümsüzleştiren keşiflerin eşiğinde duruyordu. Vladimir’in de arkadaşına anlatacağı şeyler vardı tabî. Landau’nun Bakü’den ayrıldığı 1924 yılından başladı. Mihail (kardeşinden dört yaş büyüktü) teknik resim dersleri veriyordu, Vladimir ise üniversite eğitimiyle berâber petrol emekçilerine cebir ve aritmetik dersleri veriyordu. İl birinciliğini elde ettikten sonra yeni bir turnuvada oynamayı ve diğer şehirlerdeki satranççılarla boy ölçüşmeyi çok istiyordu. Bu istediği gerçekleşti de. Kardeşler, “İzvestiya”da Moskova’da il birincileri Tümbirlikler turnuvası düzenleneceğini okudular. İlgililerin bir form doldurup organizartörlerin adresine göndermeleri isteniyordu. Mihail gidemedi, Vladimir ise formu doldurdu ve iki hafta içerisinde turnuvaya katılmaya hak kazandı, Moskova’ya gitti. Memleketinden ilk ayrılışı olduğu için başlangıçta çok heyecanlanmıştı. Oyuncuların seviyesinin kendininkinden yüksek olmadığını görünce rahatladı ve kendine güveni geldi. İl birincileri turnuvası, 3’üncü SSCB birinciliği turnuvasıyla aynı zamanda cereyân ediyordu; dahası iki müsâbaka da aynı salonda oynanıyordu. Makogonov, Maizelis’le olan partisindeyken kendi masasında birden Bogolyubov’u görüverdiğini hatırlıyordu. Ülkenin o zamanlarki en kuvvetli oyuncusu ve iki dünya şampiyonluğu maçının müstakbel partneri, belli ki, mechûl Bakülünün oyununa alâka duymuştu; dahası, tahtadaki konumu birkaç dakika dikkatlice incelemişti.

Makogonov’un yüksek performansı gâyet iyiydi ve kendisine birinci kategoriye geçme hakkını verdi. 20’lerde bu kategoride bir satranççı olmak, ustalığa giden yolda bir dönüm noktası olarak kabûl ediliyordu.

1926 yılında Vladimir ikinci defâ Bakü şampiyonu oldu ve üniversiteyi bitirdi. Onun olağanüstü matematik kâbiliyetini ilk önce soyut matematik ustası (o zamanlar öyle deniyordu) profesör Nikolai Nikolaeviç İovlev farketmişti. Kendisi, akademik dünyânın otorite şahıslarından biriydi. İovlev’in varyasyonlar hesâbının geometrisi ve geometri ders kitapları serîsi çok rağbet görmüştür. İovlev, üç öğrencinin kendisine ümüt verdiğini söylermiş -Landau, Makogonov ve Lopatinskii, son ikisini (Landau henüz Leningrad’daydı) kendisine bölümde asistan olarak ayırdı. Vladimir mayısta mezûn oldu, eylülde asistanlık görevine hazırdı, fakat kimsenin beklemediği şekilde, İovlev ânîden Minsk’e gitti. Makagonov’un üniversitede kalıp akademik çalışma yapma emeli söndü. İovlev’in yokluğunda, matematik Makgonov için câzibesini yitirdi ve O da Sabunçu’da† ortaokul öğretmeni olarak çalışmaya gitti. […]


Notlar:

† Sabunçu Bakü’de bir ilçedir. Bundan başka Ermenistan’da hemen bizim sınırımızda Sabunçi adlı bir yer de vardır. Bu ikisini karıştırmamak lâzım.

Kaynak:

V. A. Asriyan, “Vladimir Makogonov” (Moskva “Fizikultura i Sport” 1991-ISBN 5-278-00268-0), sayfa 10.

Yorum bırakın